Pages

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Aynı ve Ayrı Olmak


İkiz çocuklar yetiştirirken;

• İlk günden itibaren onların ayrı bireyler olduklarını hatırlamak ve onların
bireysel özellikleri ile var olmalarına fırsat vermek önemlidir.
• İsimleri ile hitap etmek, kendi giyim tarzları, oyuncakları, ilgi alanları olmasını
desteklemek bireyselleşmeye yardımcı olabilir.
• Her ortamda her zaman bir arada olmak zorunda olmadıklarını hatırlayın, bu
konuda esnek olun, ayrı ayrı ortamlarda zaman geçirmelerine fırsat verin.
• Adil olmak adına her zaman eşit olmaya çalışmayın, bireylerin ihtiyaçları,
istekleri farklıdır, hayat her zaman herkese eşit davranmaz. Evde yaratılmış
suni bir eşitlik olduğunda dış dünya ile baş etmek daha da zorlaşacaktır.
Ödülleri, cezaları, övgüleri, başarıları eşit olarak paylaştırmak mümkün
değildir.
• İkizleri ayrı ayrı bireyler olarak tanıyın, ilgi ve istekleri keşfedin, onların da
kendilerini tanımaları ve keşfetmeleri için fırsat verin. Farklı ortamlar, farklı
koşullar altında farklı beceriler sergiledikleri ni göreceksiniz.
• İkiz olmak aynı ve bir bütün olmak değildir. Bunu beklerseniz kardeşler
arasında istemeden kıyaslama yapmaya ve rekabetin artmasına neden
olabilirsiniz. Çocuklar anne-babalarının kendileri ile beklentilerini, gizli
mesajları yakalamakta çok başarılıdırlar.
• İkizi olan başka ebeveynler ile deneyimlerinizi, duygularınızı, endişelerinizi
paylaşın.

İkiz olmak benzersiz ve olumlu bir ilişki olarak tanımlanır. Bu ilişki anne
karnındayken başlar. Dar alanda var olmaya çalışırlarken aslında bireysel kimlikleri
de oluşmaya başlamıştır. İkizler anne karnından itibaren farklı birer bireydirler. Bu nedenle bireyselleşme sonradan kazanılacak bir özellik değildir insan olmanın
doğasıdır. Önemli olan anne-babanın ve ikizlerin hayatındaki diğer bireylerinde bu
gerçeği hatırlaması ve ona göre davranmasıdır.

Adalet ve Eşitlik
İkiz çocuk sahibi olmak ebeveynlik becerilerinin sınanması için zorlu bir sınav gibidir.İlgiyi, sevgiyi paylaştırmak, ihtiyaçları karşılamak, ebeveynler farkında olmadan bir eşitlik girdabına kapılmış bulurlar kendilerini. Alınan hediyeler, kıyafetler, hatta saç kesim modelleri bile aynı olduğunda eşitliği sağlamak ve rekabet ile baş etmek daha kolay gibi görünür.

Eşit davranmak ikizlerin ayrı birer birey olduklarını kabul etmenin önündeki en
büyük engellerden biri haline gelebilir. İkizlerden her biri, ayrı bir birey olarak farklı ilgi ve kişilik özelliklerine sahiptir. Kardeşlerin farklı zamanlarda farklı ihtiyaçları vardır ve hayat her zaman herkese eşit olanaklar sunmaz. Bu nedenle ikizlere aynı/eşit davranmaya çalışmak aslında adil değildir.İkizlerden biri üzülmesin diye diğerinin başarılarına yeterince ilgi göstermemek, ya da aynı anda ikisine birden kızmak ikizlerin kişilik ve güven gelişimini olumsuz etkileyebilir. Adil olmak hak edene hak ettiği şekilde davranmak, ya da hak ettiği fırsatları sunmaktır. Tabi ki bu ikizlerden birini önemsememek, geri planda kalmasına neden olmak demek değildir.Tam tersi her ikisinin bireysel özelliklerini tanımak ve bu özelliklerine göre geliştirebilecekleri becerileri desteklemek demektir.
İkizler arasında kardeşlerden biri bazen diğerinin başarılarının gölgesinde kalabilir, rekabete girmek istemediği için ikizinin olduğu ortamlarda geri çekilmeyi tercih edebilir, ya da “kötü/yaramaz” ikiz etiketlemesini kabul ederek bunu pekiştirmeye odaklanabilir. Anne-babalar için zor olan bu gibi durumlarda dengeyi sağlamaktır. Ama dengeyi sağlamanın yolu ikizlere tek bir bütün gibi davranmak, ya da onları birbirleriyle kıyaslayarak aynı olmalarınıbeklemek değildir.

İkizler söz konusu olduğunda anne-baba ya da çevredeki yetişkinler farkında
olmadan ya da olarak ikizleri birbirleriyle kıyaslarlar, bunun en büyük nedeni
ikizlerin birbirinin aynısı olması şeklindeki yanlış düşünceden kaynaklanır. İkizler
her birey gibi birbirlerinden farklı gelişim özellikleri gösterirler. Biri diğerinden daha hızlı olabilir. Kardeşler arasında da kıyaslama oldukça sık rastlanır ancak söz konusu ikizler olduğunda her ne kadar anne-baba bu tuzağa düşmemeye çalışsa da ikizler arasında karşılaştırma kaçınılmaz gibidir. Anne-baba olarak kıyaslama yapmasalar da ikizler kendilerini ikizleri ile kıyaslarlar. Çünkü daha aynada kendilerinin farkına varmadan önce aslında ikizinin varlığının farkına varmıştır. Tek yumurta ikizlerinde bu durum daha da karmaşık hale gelebilir. Ama araştırmalar anne-babaların en çok çift yumurta ikizlerini birbirleriyle kıyasladıklarını göstermektedir. Okula başlamaylabirlikte evdeki kıyaslamaya bir de okul ortamındaki kıyaslama eklenebilir. İkizleri birbirlerine göre değil genel yaş dönemi gelişim özelliklerine göre değerlendirmek, becerilerinin gelişmesi için bu yönde desteklemek daha verimli olacaktır.

Rekabet ve Kıskançlık
İkizler daha doğmadan önce paylaşmak zorundadırlar. Tek doğan çocuklardan çok
önce rekabet, kıskançlık, paylaşmak hayatlarının bir parçası olur. İkiz kardeşler
hayatlarının ilk gününden itibaren temel ihtiyaçlarının karşılanması, anne-babanın
ilgisi ve sevgisi için rekabet içine girebilirler. Her kardeş bir diğerini kıskanır, ancak ikizlerin durumu biraz daha karışıktır. Özellikle birinin diğerinden daha başarılıolması, ön plana çıkması durumunda ya da bir ikizin özel gereksinimleri olduğunda rekabet ve kıskançlık artar.

Yapılan araştırmalarda ikizlerinin birbirleriyle en çok fiziksel gelişim, başarılı olma ve yetişkinler tarafından beğenilme alanlarında rekabet yaşadıkları belirtilmiştir.
Özellikle okula başladıktan sonra bir ikizin diğerinden daha çabuk okumayı
öğrenmesi, daha yüksek notlar alması farkında olmadan hem anne-babanın hem de
öğretmenlerin ikizleri kıyaslamasına ve dolayısıyla da ikizler arası rekabetin
artmasına neden olabilir. Rekabet ve kıskançlık günlük hayatın parçasıdır, ancak ikizlerin bu duygularla nasıl baş edeceği, nasıl tepkiler verecekleri büyük ölçüde anne-babanın ve diğer yetişkinlerin tepkileri ile ilgilidir.

Birey olarak ikizler
Anne karnından itibaren ikizlerin farklı bireyler oldukları, gösterdikleri farklı tepkilerden bellidir. Biri daha hareketliyken diğeri daha sakin olabilir. Tek yumurta ikizleri genetik özellikler nedeniyle birbirlerine çok benzerler ama bu fiziksel benzerlik kişilik özelliklerinin de birbirine benzeyeceği anlamına gelmez hatta tam tersine bazen ikizler iki zıt kutup gibidirler. Genetik özellikler kadar çevresel etkenlerin de kişilik oluşumundaki etkisi artık bilinmektedir. İkiz olmak ayrı bir bağ,birliktelik ve paylaşım anlamına gelebilir ama aynı olmak, birbirinin eşi olmak demek değildir.

Anne-baba olarak ikizleri bir bütün olarak görmek, onlara bir bütünü oluşturan
parçalar gibi davranmak ikizlerin bireyselleşmesi, kendi kişiliklerini geliştirmeleri,etkin olarak hayatlarını sürdürmeleri üzerinde olumsuz etkiler bırakacaktır.İkizleri kendi isimleri, kişilikleri, alışkanlıkları, istekleri ve ihtiyaçları ile birer birey olarak algılamak, birbirinin ikizi olarak değil ayrı ayrı kişiler olarak var olmalarını desteklemek önemlidir.

Aynı kıyafetleri giymeleri, saç modellerinin aynı olması diğer insanların onları ayırt etmesini, isimlerini doğru şekilde öğrenmelerini zorlaştıracaktır. Bu gibi durumlarda ya “ikizler” olarak anılacak ya da bir kardeşin adı (Can ve ikizi) ve diğeri olarak tanınacaklardır.Bizi biz yapan, diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden birinin adımız olduğu düşünülürse ikizlerin bireyselleşmesinde isimleri ile çağrılmalarının ve fark edilmelerinin önemi ortaya çıkacaktır.

İkizlerin hem kendileri hem de başkaları tarafından bir çiftten çok ayrı ayrı birer
birey olarak algılanması oldukça zor olabilir, bu yüzden anne-babanın bu konuda
dikkatli olması ve çaba göstermesi önemlidir.Birlikte çok vakit geçirmek, bir bütünün iki yarısıymış, birbirinin yerine geçebilirlermiş gibi davranmak ikizlerin bireyselleşmesini zorlaştıran etkenler olabilir.

İkizlerin bireyselleşmesi konusu daha çok okul dönemi ile birlikte gündeme gelir.
Ayrı okullar, sınıflar mı olmalı yoksa ikizleri bir arada mı tutmalı anne-babaların sık sordukları sorulardandır. Bu soruya genel olarak ikizlerin bireysel özelliklerini
dikkate alarak ve bireyselleşmelerine fırsat tanımak adına ayrı okullara ya da
sınıflara vermek şeklinde cevap verilebilir. Buradaki en önemli nokta ikizlerin
doğdukları andan itibaren hatta doğumdan önce de ayrı birer birey olduklarını
hatırlamak, bebeklik ve çocukluk dönemlerinde bu şekilde yetiştirilmelerine çaba
göstermektir. Okul döneminde sınıfları ayırmak tek başına bireyselleşmek için yeterli
ve etkili bir çözüm olmayacaktır. Hatta eğer okul öncesi dönem dahil yoğun olarak bir
arada olan, birbirlerinde hiç ayrılmamış olan ikizleri bir anda okula başladıklarında
ayırmak işleri daha da zorlaştırabilir.

İkizlerden birinin diğerini yönettiği, baskıladığı, yerine konuştuğu durumlarda
ikizleri birbirinden ayırmak kişilik gelişimi için gereklidir. Bunun yanı sıra ikizinin başarılı olduğu alanlara, etkinliklere katılmamayı tercih eden, geri çekilen ikizin kendini göstermesi için uygun fırsatlara sahip olacağı ve destek alabileceği ortamların sunulması önemlidir. İkizler arasında rekabetin çok yoğun ve yıkıcı olduğu durumlar da ikizleri için farklı ortamlarda eğitim almak yararlı olabilir.

İkizler arasında rekabet olsa da genel olarak ikizler arasında bulunan özel bir bağ,
ilişki, dış dünyaya karşı birlikte bir grup oluşturmalarına neden olabilir. İkili bir grup olarak başka kimseye ihtiyaçları yokmuş gibi davranabilirle r, bu da sosyal ve duygusal gelişimleri üzerinde olumsuz etkilere neden olacaktır. Bununla birlikte bir arada olduklarında yıkıcı davranışlarda bulunan ikizlere de farklı ortamlar sunmak etkili olabilir.

İkizlerin bireyselleşmesini desteklemek adına ilgi alanlarını tamamen birbirinden
ayrı olmasını beklemek de sorun yaratabilir. İkizler aynı etkinliklere katılmak
isteyebilirler, her ikisinin de yüzmeden, ya da futboldan hoşlanması oldukça
normaldir. Bu gibi durumlarda farklılaşma adına çocukların etkinliklerini
değiştirmelerini beklemek uygun olmayabilir. Sonuç olarak ikizler okul öncesi ya da ilköğretim kurumuna başlarken ayrı okul ya da sınıf kararı ikizlerin özellikleri, anne-babanın gözlemleri ve eğitimcilerin önerileri dikkate alınarak verilmelidir.

İkizleri Büyütürken
İkizleri yetiştirmek ebeveynler için maddi ve manevi anlamda yorucu, zorlayıcı olabilir. Ama aynı zamanda gurur kaynağıdır ve ilgi çekicidir ikizleri büyütmek.Ebeveynler ikiz bebekleri olacaklarını öğrendikleri andan itibaren farklı düşüncelere ve duygulara kapılırlar. Kaygılar, heyecanlar, beklentiler, hayaller, hesaplar birbirini takip eder. Bebeklerin ikiz olduğunu öğrendikleri andan itibaren aslında anne-baba duygu ve düşüncelerini paylaşmaya, daha önce ikiz bebek sahibi olan anne-babalardan deneyimlerini öğrenmeye, uzmanlara danışmaya ihtiyaç duyabilirler.

İkiz yetiştirmek bir çok yönden tek çocuk yetiştirmekten farklıdır. Her şeyden önce anne-baba için daha yorucu ve yoğun bir süreç olacaktır. Aynı anda acıkan aynı anda ağlayan, aynı anda anne-babanın ilgisini bekleyen ikizleri ile ilgilenmek enerji, zamanve sabır gerektirir.

İkiz bebeklerin erken doğum olasılıkları tek doğanlara göre daha yüksektir. Bunun
yanı sıra gelişimsel farklılıkların ortaya çıkma sıklığı da daha fazladır. Her ikiz için genelleme yapmak yanıltıcı olsa da bu çocukların hassas yanlarını bilmek anne-
babanın kendilerini daha donanımlı hale getirmesi için önemlidir.

İkizler anne karnından itibaren birliktedirler, bazen anne-babalarından çok
birbirlerine bağlıdırlar. Bu bağlılık yaşıtlarıyla ilişkilerini, sosyalleşmelerini olumsuz yönde etkileyebilir. Anne-babalar ikizlerin birbirlerine bağlı olmalarından,
birbirlerini dış dünyaya karşı korumalarından, sahiplenmeleri nden dolayı mutluluk
duyabilirler, ancak bu bağlılık kişisel gelişimleri, benlik algıları ve temel güven
duygusu üzerinde yıpratıcı etkiler bırakabilir. İkizlerin yaşıtları ile arkadaşlık
kurmaları (bazen farklı arkadaşları olur bazen de ortak arkadaşlar edinirler), farklı
ortamlarda sosyalleşmeleri için desteklenmelid ir. Bazen ikizlerden biri okula
başladığında daha güçlü sosyal ilişkiler kurar, arkadaşları tarafından tercih edilir, budurumda diğer ikiz kendisini dışlanmış, reddedilmiş hissedecektir. Bu nedenle ikizlerin kardeş ve ayrı ayrı bireyler olarak gelişmelerini desteklemek önemlidir.

İkizler birbirlerine bağlı oldukları kadar yoğun rekabet ve kıskançlık duygularını da
yaşayabilirler. Bu noktada anne-babanın dikkat etmesi gereken nokta ikizlerden
birinin baskın ve yöneten rolünde olması diğerinin ise geri çekilip, etkinliklerden
uzak durmayı tercih eder hale gelmesidir. Bu durum her iki kardeşin de gelişimini
olumsuz olarak etkileyecektir . Bazı durumlarda ikizlerden biri diğerini kollama,
sahiplenme rolünü fazla abartır, onun sorumluluklarını da üstlenir. Örneğin ikizi çok
dağınık olduğu için kendi eşyalarını topladıktan sonra ikizinin eşyalarını da toplar.
Bu davranış uzun vadede birinin sorumluluk alma ve yetkin bir birey olma özelliğini
geliştirememesine diğer ikizin ise fazla sorumluluk altında kalarak ezilmesine,
duygusal olarak yıpranmasına neden olabilir.


Ece Akın Bakanay
Uzman Psikolojik Danışman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...